13 Aralık 2010 Pazartesi

balkabaklı pasta

  Ablamın gün'ünde yazdığım postta size Balkabaklı Pasta tarifini daha sonra vereceğimi söylemiştim. işte o gün bugündür. Aslında hiç yazacak havamda değilim. Hiçbir şey yapmamanın yorgunluğu var herhalde üzerimde. Sevgili Seyhanın bahsettiği şu güney kore filmini izledim hala o moddayım izlemeye devam etmek istiyorum. Birazdan bahsettiği dizilere başlicam. Bir yandan da şu pastanın (kendimi ne sanıyosam artık)  tarifini vermeye mecbur hissediyorum. Sanki hayat kurtaracakmış gibi. Yazmaya başlarken kendiliğinden gelir sözcükler diye düşündüm ama sandığım gibi olmadı.

  Aslında şu pastanın da hikayesi var. Dedikodu havamda değilim o yüzden üstünden geçicem. Biz abime kız bakmaya gittiğimiz bi evden aldık bu tarifi. İnanılmaz marifetli insanlardı ikram ettikleri herşey gibi bu da çok güzeldi. Allah razı olsun.


 Ben artık pastanın tarifini vereyim de dünya kendi ekseninde dönmeye devam etsin, benim de içim rahatlasın. Daha öncede dediğim gibi tüm halini çekemedim


 

     Pastayı ablam yaptı. E ablamın da adetidir asla ölçü tutmaz o yüzden bende ölçüsüz yazıcam. başka bir zaman kendim denersem kaydı düzenler ölçüyü tam veriririm.

malzemeler:
  • balkabağı
  • toz şeker
  • pandispanya
  • kremşanti
  • 2 bardak süt. biri krem şanti için biri pandispanyayı ıslatmak için
  • çikolata
  • ceviz
yapılışı:
  • balkabağının kabugunu soyup, dilimleyip tencereye alıyoruz üzerini kaplayacak kadar toz şeker döküyoruz
  • ocağımızın altını yakıp balkabaklarının pişmesini bekliyoruz
  • balkabaklarımız pişince soğumaya alıp, eziyoruz
  • pandispanyamızı da hazırlayıp ortada ikiye bölüyoruz. ikiye bölme işlemi için bıçak yerine naylon ip kullansak daha iyi olur
  • krem şantimizi de hazırladıktan sonra. iyice soğumuş olan bal kabağı püresiyle karıştırıyoruz
  • pandisapanyaları bir bardak soğuk sütle ıslatıyoruz
  • pandispanyanın alt zemininin üstüne kremamızı sürüyoruz üzerine ceviz ve çikolata parçalarını döküyoruz
  • pandispanyanın üst parçasının altına da krema sürdükten sonra dikkatlice kapatıyoruz. eğer bu etrafı kirletmenize nedne olacaksa direk ceviz ve çikolata parçalarınız üzerine sürün kremayı
  • pandispanyalarımızı üstüste koyduktan sonra geri kalan kremayı üstüne ve yanlara sürüyoruz
  • ceviz ve çikolata parçalarıyla süsleyip dolapta bir süre beklettikten sonra servis ediyoruz
NOT: kremşantiyi 2 pakete çıkartıp pandispanyayıda 3'e bölüp, 3 katlı yapmanızı tavsiye ederim. 2 katlı pandispanya biraz kalın geliyor bana zira hafif bir pasta

9 Aralık 2010 Perşembe

çin salatası

 
Evet boş durmadığımı söylemiştim bir önceki postta ve bu post da kanıtıdır :)


Dün ablam gün arkadaşlarını kahvaltıya davet etti ve daha önce başka bir yerde tattığımız ve çok beğendiğimiz 2 lezzetten yaptı. Biri balkabaklı pasta diğeri çin salatası. bu postta çin salatasının tarifini vericem. Balkabaklı pastayı sonraya saklamayı düşünüyorum. Davet esnasında ben kurstaydım dolayısıyla tüm halini çekemedim idare edersiniz artık.

Çin Salatası; Çin sıfatını almış tüm yemeklerde olduğu gibi bununda malzemeleri jülyen(ince uzun) doğranmış. hafif ekşimsi tadı var kornişon turşu sayesinde.









   malzemeler:
  • havuç
  • etli kırmızı, yeşil, sarı biber
  • kabak
  • mısır
  • kornişon turşu
  • zeytinyağı
  • tuz
  • sarmısak

 yapılışı:
  • biber, kabak ve havucu jülyen yani ince uzun doğrayın,
  • biz haşlama kısmını ayrı ayrı ve buharda yaptık ama dilerseniz az suda da haşlayabilirsiniz pekala,
  • havucu haşladıktan sonra zeytinyağıyla kavurun ki kararma yapmasın,
  • eğer mısırı konserve almadıysanız onu da haşlayın,
  • diğerlerini de haşladıktan sonra kabınıza alıp soğumaya bırakın,
  • kornişon turşuyu da jülyen doğrayıp içine ekleyin,
  • bir kaç diş sarmısağı iri iri doğrayıp içine atın aromasını vermesi yeterli,
  • zeytinyağı ve tuz da döküp servise alın.

not: Servis esnasında iyice soğumuş olmalı. Hatta birkaç saat öncesinde hazırlayıp buzdolabına koyarsanız daha iyi olur. Yalnız bunu yaparsanız tuzu eklemeyin ki soldurmasın, tuzu servis esnasında atarsınız.

28 Kasım 2010 Pazar

çok hediye hareketler bunlar-mel


sevgili mel kitaplarla haşır neşir olmamız için bir çekiliş düzenliyor destekleyelim, katılalım, kazanalım, haşır olalım, bununlada kalmayıp neşir olalım

12 Kasım 2010 Cuma

kremşantili kek

benden günah gitti ben müge hanım'a mail attım izin istedim tarifi yayınlayabilir miyim diye hala cevap vermedi e bende yazmak istiyorum napiyim yani. ne 1 haftası belki 10 gün oldu neyse problem çıkacağını sanmıyorum.

























:) şimdi burdan bakınca pek güzel görünmüyor ama gerçekten lezzetliydi. tamam tarife geçiyorum

malzemeler:
  • 3 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1,5 su bardağı süt
  • 1 paket kremşanti
  • 1 vanilya
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • aldığı kadar un 
  • dilerseniz damla çikolata
yapılışı:
  • yumurta ve şekeri köpükleşinceye kadar mikserle çırpıyoruz.
  • ardından sütü ve kremşantiyi ekliyoruz (müge hanım kremşantiyi ayrıca hazırlayıp eklemiş ama ben gerek görmedim) krema kıvamına gelinceye kadar karıştırıyoruz
  • sıvıyağ ve vanilyayı da ekleyerek karıştırıyoruz
  • kabartma tozunu ve unu da ekliyoruz. ben 3 su bardağı civarı koydum ben, normal kek kıvamından biraz daha sulu olacak ama çok da önemli değil
  • son olarak kabımızı önce margarinle yağlayıp sonra hafifçe unlayarak karışımımızı döküyoruz, eğer kek kalıbı kullanacaksak yağlı kağıt serin derim altına çünkü gerçekten çok yumuşak oluyor ve bu da kolay parçalanmasına neden oluyor. 
  • kalıbımıza veya kabımıza aldıktan sonra damla çikolatalarımızı dilediğimiz kadar üzerine döküyoruz. ben acele davrandım ve karıştırma kabında damla çikolataları koydum. dolayısıyla karışımı kalıba dökünce pişene kadar dibe çöktü. ama kalıba döktükten sonra üzerine atarsanız damla çikolatayı veya her ne koyuyorsanız koyun  o zaman arada kalıyorlar dibe çökmüyorlar bu da dipnot mahiyetinde olsun
  • son olarak önceden ısıttığımız 180 derece fırına atıp üzeri çatlayana kadar bekliyoruz. eğer üzeri çatlamış fakat içi hala pişmemişse fırınımızın derecesini düşürelim 150 ye mesela o şekilde pişmesini bekleyelim.

9 Kasım 2010 Salı

şorba-a quati / yarma çorbası

bayağıdır tarif yazmıyorum kendimi suçlu hissetmeye başladım ne oluyosa... aslında geçenlerde bişeyler yaptım ama tarifi hünerlibayanlar dan aldım mail attım yayınlayabilir miyim diye ama cevap gelmedi henüz ondan yayınlayamıyorum.
neyse fotoğraf eski tarif eski ama burada yayınlamadım ben de yazayım dedim





Başlıkda çorba dedim ama aslında ana yemek olarak da tüketiyoruz çünkü bir çorba için oldukça doyurucu. Yemeğimizin özünü yarma ve kekik oluşturuyor. Zaten ismini de yarmadan alırve bizim dilimizde na quate deniyor. Baklagillerden oluşan bi yemek olduğu için daha çok sonbahar ve ilkbaharda yapılır. yani baklagillerin toplandığı ve bittiği zamanlarda. Sadece bizim kürt mutfağına has bir yemek değil iç anadoluda hatta türkiyede ve orta doğuda da ufak değişikliklerle farklı isimlerlede adlandırılıyor. Hatta bunun farklı bir versiyonunu bizler  "danuk" ve türklerde de "hedik" diye adlandırılarak  yapılıp tüketiliyor. Ama diyebilirmki hepsinin özünü de bu tarif oluşturur ve en en pratiği de budur. Daha fazla uzatmadan tarife geliyorum.

   malzemeler:
 1 bardak haşlanmış nohut
 2 bardak haşlanmış yarma (quate)
 1 çay bardağı yağ
 1 soğan
 1 su bardağı et suyu
 1 çorba kaşığı domates ve biber salçası
 1 çorba kaşığı kekik, tuz
 sıcak su

   yapılışı:
  Yağımızı, salçamızı ve küp küp doğramış soğanımızı güzelce kavuruyoruz. Ardından nohut ve yarmayı ekleyip iyice harmanlanınca et suyunu ve ve sıcak suyu ekliyoruz. Çorbanın kıvamını göz kararı ayarlayalım. Resimden de anlayabilirsiniz sanırım ne keşkek kadar yoğun ne kuru fasulye kadar sulu olacak. ardından bahartlarımızı da koyup, kaynayıp kıvamını alınca kapatıyoruz. 
 Ana yemek olarak ikram edilecekse -ki tavsiyemdir- yanında turşu, yeşillik / zerzawat, ayran yada şöyle yumruklanarak yarılmış kuru soğanla servis edebilirsiniz.

NOT:Şunu da belirtmemde yarar var biz salça olarak köy salçası kullanıyoruz. Hazır konserve salça kullanmıyoruz. Aradaki farkı çoğunuz biliyorsunuzdur da bilmeyenler için söyliyim hazır salça tatlıdır, köy salçası daha ekşi ve keskin bir tadı vardır. Bizler hazır salçayı yemeğin tadı yerinde ama rengi istediğimiz tonda değilse tat değilde renk vermesi için kullanırız zira köy salçası kullanırsak salça tadı gereğinden fazla belirginleşmiş olur.

1 Kasım 2010 Pazartesi

mücver çeşitleri

  dün sabah uyandım saate baktım way be dedim erken kalkmışım onlar uyanana kadar ben kahvaltıyı hazırlarım dedim, o kadar zinde olmanın şaşkınlığıyla sevindim durdum taki önceki gece saatlerin geri alındığını hatırlayana kadar. ama kahvaltıyı hazırlamaya koyulmuştum bile. ne zamandır aklımdaydı zaten çıtır soğan halkaları yapmak tarifi netten aldım bende kendime uyarlama şansım olmadı sonraki denemelerde oturtunca veririm. ama söyliyim şimdiden çıtır soğan halkaları inanılmaz zaman alıyor kahvaltı epey bir gecikti evdeki bütün itibarım yerle bir oldu:)



sol taraftaki patates mücver, sağ taraftaki de havuçlu kabak mücver

patates mücver için malzemeler;
  • 2 iri patates
  • 1 yumurta
  • 1 bardak süt veya yoğun kıvamlı ayran
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • un (patates bekledikçe sulandığı için tam ölçü veremiyorum)
  • tuz
  • zerdeçal (sarı rengi versin diye)
  • ve isteğe göre çeşitli baharatlar
  • kızartmak için sıvı yağ
yapılışı;
  • patatesleri rendeliyoruz
  • derin bir kapta diğer tüm malzemeleri karıştırıyoruz
  • patatesleri de ekliyoruz
  • yağ kızdırıyoruz
  • bir yemek kaşığı alıp kızan yağa döküp kaşığın altıyla hafif yassılaştırıyoruz. bu şekilde tavanın büyüklüğüne göre bir kaç kaşık daha döküp mücverleri çoğaltıp zamandan kazanabiliriz
  • alt tarafı hafif kızarınca diğer taraf çeviriyoruz vee orası da kızarınca yağdan alıp servise hazırlıyoruz

havuçlu kabak mücver için malzemeler;
  • 2 kabak
  • 1 havuç
  • 1 yumurta
  • un ( kabaklar da bekledikçe sulandığı için tam ölçü veremiyorum)
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • tuz ve isteğe göre çeşitli baharatlar
  • kızartmak için sıvı yağ

yapılışı
  • aynen patates mücverde olduğu gibi
not: bekledikçe sulandıkları için biraz daha biraz daha un ekleyip kıvamı yerine getirmek gerekiyor kıvamı bulamaç gibi olmalı



30 Ekim 2010 Cumartesi

sadece "kek"

  Bazen farklılığa, değiştirmeye, süse o kadar kaptırıyoruz ki kendimizi, "öz"leri unutuyoruz. o eski tatlara büyüklerimizin yaptığı sade temiz lezzetlere, çocukluğumuza özlem duyar gibi özlüyoruz. işte sade kek de benim için öyle, ondan aldığım her ısırık o çocukluğumun geçtiği diyarbakır'dan kopardığım bir ısırık gibi hissettiriyor bana. oradan ayrılalı o kadar uzun zaman oldu ki neyi özlediğimi bilmiyorum memleketi mi istiyorum yoksa o eski günlerin sadeliğini mi? şu son iki yıldır memleket hasreti neymiş, o burnunda tütme neymiş acıtacak kadar iyi biliyorum. neyse daha fazla duygusala bağlamıyim yoksa seller götürecek burayı.




malzemeler

  • 3 yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı süt veya 1,5 su bardağı yoğurt
  • 2,5 su bardağı un
  • kabartma tozu
  • vanilya
yapılışı:

  • yumurta, şeker ve vanilyayı mikserle köpük gibi olana dek karıştırıyoruz
  • süt/yoğurt ve sıvıyağı da ekleyip karıştırıyoruz
  • son olarak un ve kabartma tozunu da ekleyip karıştırıyoruz
  • fırın tepsimizi yağlayıp içine karışımımızı ekleyip önceden ıstılmış 180 derece fırında pişiriyoruz.
 uyarı: kek yapmak mümkün mertebe teflon kalıp veya tepsi kullanın lezzet ve şekil arasındaki farkı göreceksiniz

29 Ekim 2010 Cuma

bayat ekmek böreği

evet bugün günün yetmediği bir gündü. gittiğim hiç bir yerden doyarak ayrılmadım.
sabaha ablama kahvaltıya gittik ve istikametimizi şu şekilde devam etti: fındıkzate cuma pazarı, beyazıt kitapçılar çarşısı, eminönü vee kapanışta başakşehir...

  Küçük ablam güzzel bir kahvaltı hazırlamıştı sağolsun komşuları da gelmişti. birazdan tarifini vereceğim bayat ekmek böreği onun marfeti zaten. bayat ekmeklerinizi değerlendirmek için birebir özellikle bizim ev gibi ekmekler sık bayatlıyorsa:)



 haşlanmış sosis, salam, zeytin, sucuk, kaşar, peynir çeşitleri işte elinizde bu tarz koyabileceğiniz ne varsa kullanabilirsiniz. aslında o kadar basit ki tarifini nasıl vereceğimi bilmiyorum. bayat ekmeklerimizi parçalıyoruz (lokma büyüklüğünde) ama oldukça bayat olsa iyi olur yoksa dağılıyor. sonra o ekmekleri derin bir kapta sütle ıslatıyoruz ekmeğinizin miktarına göre değişir miktarı ama soyliyim sadece ıslatacaksınız tamam mı sulanmicak onlar. sonrada diğer malzemeleri koyup karıştırın ve tavanıza alıp bastırarak iyice sıkıştırın (yukarıdaki resimde olduğu gibi) ocağın altını açın. altı kızarınca çevirin. bu çevirme işlemini 5-6 kez tekrarlayın. yalnız pişmiş halini tavada çekmeyi unuttum atık dilimlenmiş haliyle idare edersiniz.

28 Ekim 2010 Perşembe

italyan salatası


  Bizimkiler içli köfte yapmışlardı (onun tarifini daha sonra vereceğim) bende yanına yoğurtlu bir salata yapmak istedim. Ne zamandır aklımda kalmıştı İtalyan salatası onu yapayım dedim. Ben içine ayrıca kara lahana de ekledim. Ben patatesi az yapmışım ama o hoşuma gitmedi. Adedince sayı veremiyorum göz kararı işte.

 İtalyan salatası:
patates
havuç
salam
kara lahana
kornişon turşu
yoğurt
mayonez
tuz

püf noktası tüm malzemelerin tümünü julyen doğruyor olmamız
patatesleri doğrayıp haşlıyoruz
havuçları ve kara lahanayı da rendeleyip veya doğrayıp bir kaç kaşık zeytinyağıyla kavuruyoruz
turşumuzu da doğruyoruz
yoğurdumuzun içine tuz ve mayonez koyup karıştırarak pürüzsüz bir kıvam elde ediyoruz
turşuyu ekliyoruz
patates, karalahana ve havuç soğuyunca onu da yoğurdun içine ekliyoruz
vee salatamız hazır






27 Ekim 2010 Çarşamba

tırşık/güveç

Bugünün geleceğini hiç düşünemezdim. Evet 'tırşık'ın tarifini veriyorum. Dar vakitlerin, malzemesiz mutfağın, beceriksiz ellerin kurtarıcısıdır neredeyse kutsaldır. Yaz geldiğinde her öğünde; sabah, öğle, akşam devamlı ve devamlı yiyebiliriz yiyoruz da. Yanında ekstra bir şeye gerek yok ben ayran-cacıkla ve yeşillikle ikram edilmesini tavsiye ederim. Bu arada kaşık ve çatalla değil ekmekle yenir.



  malzemeler:
  
  7 sulu domates
  2 patlıcan

  6-7 yeşil biber
  tuz, yağ

   
   yapılışı:

  Domateslerimizi soyuyoruz, küp küp dilimleyip derin bir tencereye ekliyoruz. Biraz yağ ve tuz ekliyoruz, kapağını kapatıp altını açıyoruz.
  Patlıcanlarımızı başparmağımızın yarısı büyüklüklüğünde dikdörtgen olarak, biberleriyse ikiye bölüp patlıcanlardan biraz daha uzun kesiyoruz. Pilav tenceresi gibi yayvan bir tencereye yağla birlikte patlıcan ve biberleri ekleyip altını açıyoruz. Arada karıştırarak diriliğinin gitmesini bekliyoruz. Patlıcanlar solup yumuşamaya başlayınca diğer tencerede pişen domatesleri bu tencereye aktarıyoruz. Bir kez karıştırıp, tuzunu ayarlıyoruz ve kapağını kapatıp pişmeye bırakıyoruz. 

  Fazla karıştırmamaya dikkat edelim bulamaç gibi olmasın. Bunun patlıcansızını (melemen gibi) kahvaltılarda da severek tüketiyoruz. Ve aynısına et eklenirse güzel bir akşam yemeği olur.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...